Gılgamış, günümüzden dört bin sekiz yüz yıl önce Mezopotamya topraklarında yaşamış ve Uruk kentine hükmetmiş en güçlü kraldır. Yarı insan ve yarı tanrıdır. Gılgamış çok güçlüdür. Hatta bu güç onu; kendisinin ölümsüz bir kral olduğuna inandırmıştır. Halkına acımasızca davranan Gılgamış, zaman geçtikçe daha zalim bir kral oluyordu. Halk, Gılgamış’tan kurtulmak için toplanır ve tanrılara dua eder, hatta adaklar adar.
Gilgamesh is the most powerful king who lived in Mesopotamia four thousand eight hundred years ago and ruled the city of Uruk. He is half man and half god. Gilgamesh is very powerful. This power even made him believe that he was an immortal king. Gilgamesh treated his people cruelly and became a more cruel king as time passed. In order to get rid of Gilgamesh, the people gathered and prayed to the gods and even made offerings.
- - -
Tanrılar, halkın bu yalvarışına kulak verir ve Gılgamış ile aynı özelliklere sahip olan Enkidu’yu yaratıp Sedir Ormanı’na bırakırlar. Enkidu, hayvanlarla beraber yaşadığı için kendisinin insan olduğunu bilmemektedir. Gılgamış, Enkidu’nun varlığını öğrenir. Sedir Ormanı’na gidip Enkidu’yu baştan çıkararak eğitmesini ve kente geri getirmesi için İştar Tapınağının rahibelerinden biri olan Şamhat’ı görevlendirir. Şamhat görevini yerine getirir. Enkidu artık Uruk Kenti’ndedir.
The gods heed the people's plea and create Enkidu, who has the same characteristics as Gilgamesh, and leave him in the Cedar Forest. Enkidu does not know that he is human because he lives with animals. Gilgamesh learns of Enkidu's existence. He assigns Shamhat, one of the priestesses of the Temple of Ishtar, to go to the Cedar Forest, seduce and train Enkidu and bring him back to the city. Shamhat fulfills her mission. Enkidu is now in Uruk City.